gün.
all day: bütün gün.
every day = day after day = day in day out: her gün.
every other day: gün aşırı, iki günde bir.
day and night: gece gündüz, her zaman, daima.
I worked all day: Bütün gün çalıştım.
3 days ago: 3 gün önce.
He's coming in 2 days (= 2 days time): 2 güne kadar geliyor.
There are 7 days in a week.
What day is it today? Bugün günlerden ne?
On a day like this: Böyle (bugünkü gibi) bir günde.
from day to day: günden güne.
to live from day to day: gününü gün etmek, bugün yeyip yarını düşünmemek.
from that day on /onwards: o günden beri.
from that day to this: o gün bu gündür.
from this day forth: bundan böyle, badehu, badema.
twice a day: günde 2 kere.
the day before yesterday: evvelsi gün.
the day after = the following day: ertesi gün.
the day after tomorrow: öbür gün.
the other day: geçen gün, geçenlerde.
He will come any day now: Yakında/bugünlerde gelecek.
One day she will come: Günün birinde gelecek.
One of these days: bugünlerde, günün birinde.
day by day: gün be gün.
day in day out: her gün, Allahın günü.
this day of all days: günlerden bugün.
the last day = the day of judgement: ahiret/kıyamet/mahşer günü.
days of grace: borçluya borcunu ödemesi için fazladan tanınan 3 gün.
in days to come: ileride, gelecekte.
some day: bir gün, günün birinde.
some fine day: Allahın bir gününde.
the good old days: Hey gidi günler!
In the good old days = in the days of old: Eski zamanda.
He has had his day = His day is done /over: Onun zamanı geçti.
In my day: Benim zamanımda.
Ask a girl to name the day
k.d. bir kıza evlenme teklif etmek.
He has seen better days: Görmüş geçirmiş bir kimsedir/O ne günler görmüştür!
It is 3 years ago to a day: Günü gününe 3 yıl önce (= tam 3 yıl oldu).
to this very day: bugün bile, hâlâ.
It is all in the day's work
a.s. Bu işe giren buna katlanır (= beklenmedik şey değil).
İsim
gündüz, gün.
before day: güneş doğmadan (önce).
break of day: şafak.
by day: gündüz.
broad day: güpegündüz.
It was broad day Güpegündüz idi (güneş doğalı çok olmuştu).
all day long: bütün gün, akşama kadar.
carry the day: kazanmak, galebe çalmak.
The day is ours: Kazandık.
The day was going badly for the English: Muharebe İngilizlerin aleyhine gelişiyordu.
day off: izin günü.
red-letter day: bayram günü, sayılı gün.
day labor: gündelik iş.
day laborer: gündelikçi.
day letter: âdi telgraf.
day nursery: gündüz bakımevi, kreş.
day school: yatısız okul.
pay day: maaş günü.
Every dog has his day: Herkesin şanslı olduğu bir gün vardır.
This dress has seen better days: Bu elbise eskidi/modası geçti.
İsim
(a)
mean solar day ile ayni anlama gelir. ortalama güneş günü, 24 saatlik zaman, (b) bir gök cisminin
kendi ekseni etrafında tam bir dönüş süresi, (c)
civil day ile ayni anlama gelir. takvim günü, gece yarısından gece yarısına kadar geçen süre, 24 saat. sidereal day.
İsim, Astronomi
iş günü, günün çalışmakla geçen kısmı.
an eight-hour day.
İsim
anma günü, bayram, tatil gibi belirli gün.
New Year's Day: yılın ilk günü.
İsim
başarılı/uğurlu gün, bir kimsenin şanslı/mutlu olduğu gün.
make someone's day k.d. birinin
gününü şenlendirmek/mutlu kılmak /saadetle doldurmak.
It makes the old lady's day when the children come to see her.
İsim
days: çağ, devir, zaman.
in grandfather's day.
the present day: çağımız.
İsim
bir gün daha süre tanımak
Fiil
Londra borsasında işlemlerin alelhesap yürütüldüğü dönemin son günü
ateşkes günü (11 Kasım 1918
Noel Günü
İsim, Din ve İnanç
şehir şehir gezen önemli yetki sahibi bir hâkimin başkanlık ettiği duruşmanın başladığı gün
(6 Haziran 1944) İkinci Dünya Savaşı'nda Normandiya çıkartması günü
yarım pansiyonla kalan müşteri
yarım pansiyon otel müşterisi
gün be gün, gel zaman git zaman.
(US) telgrafla gönderilen ama normal posta ile teslim edilen telgraf
(borsa , US) komisyoncu avansı
işçi-işveren anlaşmazlığı nedeniyle kaybolan işgünü
çocuk yuvası
İsim, Çocuk Bakımı
sadece bir gün geçerli borsa emri
yalnızca gündüz kullanılan otel ya da motel odası için müşteriden istenilen ücret
yalnızca gündüz kullanılan otel odası için müşteriden istenilen ücret
daha ucuz olan bir günlük gidiş-dönüş bileti
bir gün için geçerli olan bilet
aynı gün için geçerli dönüş bileti
borsa ve kambiyo simsarlarının bankalardan sadece bir günlüğüne aldığı kredi
borsadaki günlük avanslar
İsim
borsadaki günlük avanslar
İsim
günlük olarak ödenen borsa komisyoncusu istikrazı
günlük opsiyon (süresi sadece bir gün olan opsiyon
gün übirlik yolculuk yapan kişi
beyan günü (opsiyon sahibinin kabul edip etmeyeceğini bildirmesi gereken son gün
bir kilisenin bir azize adanma günü
hayır işleri için rozet satılan gün
yeni ihraç edilen hisse senetleri şartlarının halka açıklandığı gün
mahkemenin oturum yaptığı gün
(senet , ipotek) vade tarihi
zaman hattında (180 derece meridyeni) batı boylamından doğu boylamına geçilirken kaybedilen ve nazarı dikkate alınmayan gün
normal olarak mahkemenin duruşma yapmadığı ve tebligat işlemlerinin icra olunmadığı günler
adliyenin tatil olduğu gün
kişinin formda olmadığı gün
opsiyonun sona erdiği gün
ertelenmesi olanaksız duruşma günü
üç ayda bir gelen hesap ödeme günü
üç aylık bir dönemin ilk günü
tasfiye günü (borsada , hisse senedi alımı yapanın bedelini ödemesi , satımı yapanın da sertifikaları teslim etmesi gereken gün
borsa üyeleri ile müşteriler arasındaki hesapların görüldüğü hesap dönemi olarak bilinen beş günlük dönemlerin ikinci günü